30 Ekim 2012 Salı

ŞİŞE MANTARINDAN Broşluk


Daha önce şişe mantarından yapılan bir notluk görmüştüm internette.


Ama mantar yok. Öyle gelip geçti. Geçen haftalarda Sabah Sultanahmette gezerken yerde iki adet şişe mantarı buldum yerde. Sonra aklıma geldi. Daha öncede gazoz kapakları lazım olduğu zaman Cağaoğlu'nu seferber etmiştim. 


Bu seferde Sultanahmette'ki bara rica ettim. Benim için şarap sişelerinin mantarlarını biriktirdiler. Zaten 2 günde bir poşet dolusu şişe mantarı toplandı.


Bütün halde çok kaba olacağı için mantarları 3 eşit parçaya böldüm falçatayla.
Karton kutudan kalpler kestim. 
Ve üzerilerine mantarları kapıştırdım. 


 Notluk olarak değilde kışın boğazlı kazaklarımda kullandığım broşların iğnelerini sapladım.
Broşluk oldu.
Duvara sabitleyemeyeceğim için Kınnap ipten askılık yaptım arkasına.
Ve odamda duvardaki dolabın aldına astım.





İyi günler dileğiyle...
Sevgiler

25 Ekim 2012 Perşembe

NİCE BAYRAMLARA...



Herşeyin Gönlünüzce olduğu
Güzel bir bayram diliyorum.
Kucak dolusu

Sevgiler...

24 Ekim 2012 Çarşamba

Bayram Hazırlıkları... Tel Kadayıf tarifi...


Tatlılar Pişti,

Gelen istekler üzerine kadayıf tatlısının tarifi,
Bir kilo tel kadayıfı
2 paket margarin (Arzu eden yarı ölçü tereyağ yarı margarin kullanabilir)
İçine çeviz

Margarin eritilip tel kadayıfın her yerine yedirilir.
İstediğini büyüklükte kadayıf alınıp içine ceviz konularak sarılır.
(Bazen fincanın içine konularak ta şekillleridirerekte yapıyoruz)

Fırında nargibi kızarana kadar pişilirir.

5 bardak su 6 bardak şeker karıştırlırp kaynayınca yarım limonla şerbet yapılır.

HAMUR SOĞUK ŞERBET SICAK
(ama kaynar kaynar değil 10 dk. kadar bekleyecek şerbet)

tepsiye dökülen şerbet eminceye kadar bekletilir.

AFİYET OLSUNNNN




Şerbetlenmeyi belkiyor...


 Dolmalar Sarıldı,


Pişiyor....

22 Ekim 2012 Pazartesi

Küçük Prens Kupa


Daha önceki Küçük Prens Kupalarına bir yenisini ekledi.
Küçük Prens Hayranları haydi....
birçok yeni Küçük Prens Aksesuarıyla birlikte sizi bekliyor...

18 Ekim 2012 Perşembe

Perşembenin Hanımları...



Geçen hafta tiyatro sezonunu Fatih Reşat Nuri'deki 'Doğum Günü Partisi' oyunuyla açmıştım bu hafta ise 'PERŞEMBENİN HANIMLARI' oyununa gittim.


Yazan:
Loleh BELLON

Yöneten:
Engin GÜRMEN

Çeviren:
Mualla BENEZ

Oyuncular:
Ayşe KÖKÇÜ
Ayşenil ŞAMLIOĞLU,
Cem URAS
Enes MAZAK
Oya PALAY,
Vildan GÜRELMA


Oyun tek perdelik bir oyun. Yaklaşık 1 buçuk saat kadar sürüyor. 
Geçmişin gölgesinden kurtulamamış, çocukluklarından beri birlikte büyümüş, hatta zaman gelince akraba olmuş üç bayanın her perşembe günü toplandıkları çay saatinde paylaştıkları geçmiş aşkları, yaşadıkları pişmanlıklar, çocukları, özlemleri hakkında gerek bu günde gerek geçmiş günlere dönerek anlattılan hoş bir oyundu. Oyuncuların canlandırdıkları karakterler gösterdikleri performans çok güzeldi. 

Ayşe Kökçü seyrettiğim diğer oyunlarında ki gibi süper bir performans sergiledi. Yeri geldi çocuk oldu, yeri geldi anne... 

Zevk alarak izlediğim bir oyundu. 

15 Ekim 2012 Pazartesi

ENGİN 4 YAŞINDA


Daha dün gibi doğdu doğacak derken tam 4 sene olmuş Engin doğalı. Blogumu takip edenler bilir Engin benim yiğenim. 
Engin bu sene Yuvaya başladı. Problemli bir yuva başlangıcı olsada yavaş yavaş alışmaya başladı. 
Geçen sene konuşamayan Engin bu sene Kanarya gibi şakıyor. Şarkılar, konuşmalar, şok eden sözler.
Gerçi konuşamadığı zamanlarda bile derdini istediğini çok güzel anlatıyordu ama şimdi kullandığı kelimeler laflar insanı mest ediyor.


Kitap okunmasına, Resim yapmaya bayılıyor. Her Türlü resim boyama. Sen seçemesende hayal gücü çok kuvvetli . Aa çok güzel diyoruz ama onun deniz altı olduğunu anlamak biraz zor oluyor mesela....
 Dondurma bebekliğinden beri en sevdiği şey. Günde ver 10 tane yer.
McDonalds bütün çocuklar kadar Engin'inde vazgeçilmezi ama kısıtlama var. Herzaman değil.
Bunun yanında orada ne kadar iştahla yemek yesede evde hiçbirşey yemiyor. Sevdiği şeylerin dışında öldürsen bişey yemiyor. Ama canı bişey istediği zaman söylüyor. 

Bu sene yine tatilde beraberdik beraber birkaç vukuat yaşadıysakta tatil süper geçti.
Deniz eğlence, herşey özgür. Oyucaklarla çok güzel oynamasının yanında kendine oyunlar yaratıyor, şaşallar kafaya geçip prens bile oluyor.

Yuvaya başladı ama çok zor oldu. Hergün için için ağlamasından, yanaklarından akan yaşlardan dolayı okulda hemen tanındı Engin. Saat kavramı daha olmadığı için Her aktiviteden sonra öğretmene şukadar mı kaldı, bunu yiyince gidecekmiyiz diye soruyormuş. Hatta okadar çok tekrarlıyormuş ki okulda türkçe bilmeyen Rus çocukları iki günde bukadar mı kaldı demeyi öğrenmişler.
_ Bana acımıyormusunuz beni bırakıyoorsunuz?
- Beni sevmiyormusunuz ? diye diye okula giden bir çocuk. Pazar günleri ölüm. Çünkü ertesi günü okul var.
Neyse biraz biraz okula alıştı ama asla okulda ne yaptı anlatmıyor. Arada bir aklına gelip bişey söylerse annesine İstanbul'da anında öğleniliyor Okul hayatı. 

İşte böyle Enginle yaşanan günler.
Bu sene İstanbul'da sevdikleriyle bizde kutladık Engin'in doğum gününü videoyla çekip yolladık.

İYİ Kİ DOĞDUN ENGİN...
Teyzesinin Güzel Kuşu...

12 Ekim 2012 Cuma

YENİ TREND ZIMBALI KOLYE


 Keçe üzerine zımbalarla işlenmiş, metal zincirlerle zenginleştirilmiş bu senenin trend aksesuarlarından şık bir kolye. Hem gündüz, hem gece kullanabileceğiniz hoş ve değişik bir aksesuar.

Yurtiçi kargo ile indirimli gönderilir.


10 Ekim 2012 Çarşamba

Çocukta Yaparım Kariyer De.com la Ropörtajım


http://www.cocukdayaparimkariyerde.com 'den Habibe Hanım röportaj talebinde bulununca bir an durakladım. Doğruyu söylemek gerekirse gülmedim değil.  Ne evliyim ne çocuklu ama kariyer yapmaya devamdı. Ama böyle bir amacı varsa sitenin doğruyu söylemem lazımdı. Bekar ve çocuksuz birine teklifte bulunmuşlardı. Ama Habibe Hanım amaçlarının Başarılı Bayanların hikayelerini yayınlamak olduğunu söyleyince tabiki seve seve kabul ettim. 

Çok ta hoş bir röportaj oldu. Kendisine teşekkür ediyorum ....


“İnsan sevdiği işi yapınca başarılı oluyor”


Çocukluğu kumaşlarla, aksesuarlarla içli dışlı geçen biri büyüyünce neler yapar dersiniz? Aklınıza terzilik mesleği gelebilir belki.. Ama birazdan anlatacağım kişinin "gönlü farklı alanlara kaysa da bu özelliğini hiç yitirmemiş" diyerek meraklandırayım sizi.. Kâh stres atmak, kâh terapi niyetine geliştirdi bu yeteneğini.. Her hazine gibi, bilinmek istedi. Bloğunda sergiledi elişlerini. “Yetenekli Kadınların Renkli Blogları” adlı Facebook grubunda paylaştı. Becerikli, marifetli hanımların birbirinden güzel elişlerini sergilediği, tanıttığı bu grubun üyesi olan Yelda Hanım ile tanışmamız da onun güzel, ince detaylarla süslenmiş lohusa taçlarının, kapı süslerinin, bebek şekerlerinin, kına hediyeliklerinin, şirin kolyelerinin linkini paylaşmasıyla oldu. Karşıma kolyeleri gibi zarif, detayları fark edebilen ama detaylarda boğulmayan, dikkatli, yenilikçi, kalıplara girmek istemeyen, özgür ruhlu bir hatun kişi çıktı.
Yelda Özgöktürk, 1974 yılında İstanbul’da doğmuş. Annesi evde dikiş işleriyle, babası da yoğun çalışmasıyla meşgul olsa da  tiyatro, sinema, sirk, lunapark, müze gibi hiçbir aktiviteden mahrum kalmadan, sokakta, oyuncaklarla oynayarak kendi tabiriyle “dolu dolu” geçirmiş çocukluğunu. Başarılı bir öğrenci olan Yelda, hep mimar olmak istemiş, İktisat Fakültesi’nde öğrenim görmüş ve grafiker olarak çalışıyor. Hobi olarak da Küçük Prens figürlü kolyeler, lohusa taçları yapıyor, fotoğraf çekiyor. Uğraşlarının kendisine terapi gibi geldiğini söylüyor. Başladığı işi asla yarım bırakmayan, azimli biri o. Tabi buna başak burcunun titizliği, dikkati ve becerisi de eklenince güzel işler ortaya çıkarıyor Yelda.  

6 Ekim 2012 Cumartesi

DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ


Bu senenin Şehir tiyatroları sezonunu DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ oyunuyla bugün açmış bulunuyorum.
Geçen sezon izleyemediğim için üzüldüğüm oyunlardan biriydi. 
Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde izledim bugün oyunu.


Cem Davran, Jülide Kural, Yıldıray Şahinler, Mert Tanık, Özge Borak, Bahtiyar Engin
aynı sahneyi paylaşıyor ve oyuncuların performansı muhteşem. 
Özellikle Jülide Kural ve Mert Tanık ın oyunculuğu süperdi.

Yeryer komik sahneler olsada oyun komedi değil. Zevkle izledim yanlız yorgunluktan mıdır yoksa sabahtan işyerinde yaşadığım bazı olaylardan mıdır oyunu pek toparlayamadım. Hele sonu havada kaldı.
Ama galiba sadece ben değilimdim yanımdaki anne kızda birbirlerine şaşkın şaşkın bakışları bunu belli ediyordu. 


Geçen senelerde izlediğim Meraklısı için öyle bir hikaye ve diğer oyunlardan aldığım tadı alamadım nedense.
Gelince şöyle bir internetten oyun hakkındaki yorumlara baktımda galiba genel olarak herkes aynı fikirde.
Yinede oyuncuların canlı performanslarını izlemek güzeldi...

fotoğraflar http://www.tiyatrodunyasi.com dan...

2 Ekim 2012 Salı

10 Marifet Sergisine-Kermesine Davetlisiniz...



10Marifet.Org Sergimize Davetlisiniz...


Üyelerin gönüllü katılımları ve www.10Marifet.Org ekibinin çok güzel girişimiyle belki bireysel olarak hayal edemeyeceğimiz bir çalışmaya imza atmak üzereyiz. Hepimiz biraz yüreğimizi biraz emeğimizi koyduk, dilerim Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı'nın güzel yavruları içinde bir su damlası olabiliriz...


Bu sergi için bende elinden geldiğince birşeyler yapıp bugün kargoya verdim. Kaç gündür hazırlayacağım toparlayacağım yollayacağım derken tarih belli olunca hemen apar topar paketleyip kargoya teslim ettim. 
Umarım çocuklar için herşey çok güzel olur ve büyük bir katılımla sergiyi
İSTANBULLU BLOGERLER Toplantısına çevirelim. 
Ben 14 Ekim Pazar günü gidecebileceğim sergiye çünkü çalıştığım için hafta içi katılamam. 
İnşallah sizlerlede tanışma fırsatı buluruz. 
Sevgiler