28 Şubat 2009 Cumartesi

GERİDÖNÜŞÜM BARDAK ALTLIĞI

Şu pastal atıkları kumaşlarını birşekilde değerlendirme isteği beni yeni yeni şeyler yapmaya teşvik ediyor. Eylül Bahçesinin blogunda gördüğün eski penyeleri değerlendirme fikrini kumaşlarda denemek istedim olurmu olmazmı düşüncesiyle çıkarttım biraz kumaşlarımdan.

Kumaşları 1 cm eninde şeritler halinde kestim.


Kalın tığla örmeğe başladım. En dışına aynı tonda farklı kumatan iki sıra daha geçtim.

Kumaştan Çiçek yapmayı öğrendim ya birde çiçek yaptım.
Polardan ikide yaprak yaparak örmüş olduğum bardak altlığına monte ettim.


Ta tata tam işte bardak altlığım.
Amerikan servisi yapmakta istiyorum veya mutfağa nihale.
Bakalım neler yapacağım şu atılacak olan parçalardan.
Sevgiler İyi tatiller herkese.

27 Şubat 2009 Cuma

Kalbi Güzel MOONSUN



Moonsun'dan ikinci bir mektup geldi.
Daha benim gönderdiğim mektup yeni eline geçmesine rağmen
canımcım birtane daha göndermiş.
Çok teşekkürler Moonsun nekadar mutlu ettiğini bilemezsin.
Hangibirini anlatayım Miami manzaralı kartı aldım elime sanki sana gelmişim pencerenden bakıyormuşum gibi hissettim.
Boncuklarla hemen deneme bile yaptım bileğimde. Miamiden kanatlanıp gelen kelebekler
kulağıma kondular çoktan. Ağzımız tatlandı gözümüz şenlendi senin sayende.
Ve herşeyden önemlisi sıcaklığını hissettiğim ellerinle yaptığın kalpli kartını elime alınca çok mutlu oldum.
Çok teşekkür ediyorum, kocaman yüreğin için, dostluğun, sıcaklığın, güler yüzün için.
Herşey için...

KOCAMAN ÖPÜYORUM SENİ KOCAMAN MOONSUN

MİAMİ'ye kucak dolusu sevgiler.

26 Şubat 2009 Perşembe

KAKTÜS


Bu dikenli bitkilerin ne işe yaradığını, ne için yaratıldığını bileniniz varmı ?
Yok tabii ..

Dünyadaki herşey bi amaçla yaratılmıştır.
Mesela kaktüs te radyosyon emmek amaciyla...
Bu yüzden en büyük nükleer santral yakınlarında tonlarca kaktüs ekilmistir..
Hatta, geçenlerde istanbulda bir banka şubesi tam 250 adet kaktüs siparişi vermis.

Ne için ....
Bilgisayarların yanına koymak için..

Herkes evinde, hatta her odada mutlaka birer kaktüs bulundurmalı .

ÇİÇEKLİ BOYUN AKSESUARIM

Evet arkadaşlar sonunda bende yaptım.
Herkes yaptı ben yapmadığım için çok üzülmüştüm.
Akşam otururken aldım elime tığı ve ipi başladım yapmaya.
En çok kullanabileceğim renk olan siyah ipi tercih ettim.
Sonra baktım çok kapkara olacak içine kırmızı ip karıştırdım.


Papatyasını sadece siyah iple yapıp kırmızı kontür çektim.

Sonra çektiğim zincirleri papatyaya monte ettim.
Yapmayan arkadaşlar varsa yapabilirler çok şık oluyor.



Hatta saç bantı olarakta kullanabilirim.



25 Şubat 2009 Çarşamba

KİTAP DOSTU KEDİLER

Kitaplarımı düzeltiyordum odamda.
Kitaplar rafta düzgün durmadı. Bir şekilde düşmesinler diye destek gerekiyordu.
İlk baştaki düşünce domino taşları gibi devrildi hepsi. Daha önce seramikten kitap desteklerim vardı. Kırılınca parfüm şişesini dayıyordum düşmesinler diye olmadı yanyana değil üstüste koyuyordum. O zamanda, lazım olduğu zaman kitapları almak zor oluyordu.

Daha önceden oyuncak yapmak için çıkışlar almıştım yabancı bir siteden yada 10 marifettenmiydi hatırlamıyorum şu an o kalıplarla kumaşları kestim.

Makinada diktim.
Evde annemin otomatik makinası var. Çünkü senelerce konfeksiyona nakışlar yaptı.
Ama İsmek kursuna başlayınca geçensene Kara kafa tabir edilen Singer ayaklı makina gerekti. Anneannemin makinasını aldık eve. Makina nakışı yapıyor o makinada ayarını bozmayayım diye ellemiyorum lazım olunca annem dikiyordu, çoğunlukla da elde dikiyordum.
Geçenlerde kapıdan eskici geçiyormuş. Kaldımı demeyin arada bir bende rastlıyorum millet neler veriyor görmelisiniz eskicilere.
Bu makinayıda babam almış kasasıyla beraber tertemiz kasası süper dikiyor bende benim olsun deyince zor döndüğüm odamda bir yer bulduk. Kapatınca masa gibi kullanılabiliyor.



Aslında İsmeklerde, Halk Eğitimlerde bu tip eski makinaları arıyorlar. Evlerinde yer kaplıyor diye bir çok insanda çok komik rakamlara eskicilere veriyor. Aslında götürüp oralara verseler veya haber verseler onlar gelip alıyorlar.
Neyse antika makinam :))) da diktim kedilerimi.

İçlerini silikon doldurduktan sonra en alt kısmına ağırlık olması için Antalya Kener sahillerinden toplayıp getirdiğimiz taşlardan koyarak dikip kapattım.

Gözlerini, papyon ve kurdeleleri için keçe ve polar kullandım.


Bir bayan bir erkek kitap dostu kedilerim ortaya çıktılar.

Kitaplarım bukadar değil, birgünde kitaplığımı çekip yaynlayayım sizlere.
Sadece kedilerime eşlik ettiler fotoğraf çekimi için. Ve hepsi orjinaldir.
Sokakta yerde satılanları alamıyorum. Elimi bile uzatmak bana tuhaf geliyor.
Yayıncı dostlarımıza, Cağaloğlundaki komşularımıza hainlik edecekmişim gibi geliyor nedense. Harcanan emeği gördüğüm için. Belkide indirimli alabiliyorum diye de olabilir.
Çünkü kitaplar gerçekten pahalı.
Bu zamanda insanlar onları bile alıp okuyorsa bile ne mutlu ne güzel bişey.

24 Şubat 2009 Salı

ÇİÇEK BROŞUM

Gün içinde bazen yoğun oluyoruz bazende gelen giden olmuyor.
İstikrarsız bu ara işler. Havada yağışlı olunca kimse yerinden kıpırdamak istemiyor herhalde.
Yine kimsenin gelip gitmediği bir saatte işyerinde internetimdede sorun vardı hava muhalefeti nedeniylede olabilir canım sıkıldı.
İşyerinde stokta bulunan pastal parçalarını kesmeye başladım.
Yuvarlak parçaları dörde katladım ve kalp şeklinde kestim uçlarını.
Böylece 4 yapraklı yoncalarım oldu.

İkiye katlayarak birbirinin üstüne gelecek şekilde yukarıdaki fotograftaki gibi
yerleştirdim.

Daha sonra orta kısımlarından sabitledim.

Aynı şekilde ufak çapta daireler keserek aynı işlemi tekrarlayıp.
Üstüste monte ettim.


Almış olduğum Nakonun keçesinden birparça kopararak keçeden kırmızı birde top yaptım.
Ama keçe tekniğini daha öğrenemedim. İçinde açıklaması var en kısa zamanda uygulama yapacağım.


Akşam eve gelince arkalarını iğnelerini taktım.

Çok hoşuma gittiler, şimdi hergün birini takıyorum.
Birtanesi hediye edildi bile.

23 Şubat 2009 Pazartesi

IKEA BAYRAMPAŞA

Nezamandan beri istiyordum gitmek. Annem gitmeyin bende geliyim beraber gideriz dedi.
Onuda bekledik Antalya'dan gelmesini. O hafta bu hafta derken kısmet bu haftaya kısmet oldu gitmek. Bayıldım bayıldım. Çıkasım gelmedi.
35 metrekarelik ev tasarlamışlar. Biz 125 metre karelik eve sığamıyoruz adamlar mutfağı banyosu odaları hayran oldum.
Çeşitli metrekarelerde yerleşim alanlarını ürünlerle tasarlamışlar çok güzeldi hengi birinri anlatayım.
Oturma grupları, Mobilya bölümleri
Yeni evlenecekler, evinde yenilik yapmak isteyenler için çok güzer fikirler edinebilir, seçenekler bulabilirsiniz.

Bu çalışma odasına bayıldım. Kumaşların aksesuarların. malzemelerin arkada dolapta
makinan masanın üzerinde kendine ait bir oda ne güzel olurdu derli toplu herşey.

En kalabalık bölümlerden biriydi çocuk odaları ve aksesuarları bölümü.


Ev Tekstili bölümünden çıkmak istemedim.
Herşeyi inceledim, elledim.

Kumaşlara hasta oldum.

Yağlıboya tablolar, fotograflar, resimler, çerçeveler, duvar stikerları

Hele mutfak eşyaları, cam eşyaların
olduğu bölüm. Biraz kalabalıktı ama çok büyük zevk aldım gezmekten.

Okadar güzel organize edilmişki herşey neyi nerede bulacağımız ürünlerin üzerinde yazılı zaten.
Aldığınız notlar sayesinde seçtiğiniz ürünleri yerlerinden ambalajlı şekilde alıyorsunuz.
Ne anlatayım gezip görmeniz lazım. Şimdi evi değiştirme planları yapmaya başladım kafamda.
Ama ayağınız sağlam ve idmanlı olmanız lazım çok yorulmuşum onuda söylemem lazım.
Sevgiler herkese

22 Şubat 2009 Pazar

Çocukluk Anılarımdan _ Mim

Büşra'cım beni mimlemiş.

O kadar çok çocukluk anım varki hangisi birini anlatayım derken ilk aklıma gelen anımı anlatıyım.

Aramızda 16 ay fark olmasına rağmen biz Yeşim'le ikiz gibi büyüdük. Annemde konfeksiyonlara iş yapıyordu o zamanlar. Çarşılardan o kadar güzel kıyafetler alıyordu ki herkes bayılırdı kıyafetlerimize. Almanya'dan teyzem de çok getiriyordu ozaman çocukları yoktu. Kıyafet konusunda çok şanslıydık anlayacağınız. Birde ikiz gibi bir örnek giyinirdik Yeşimle.

Bir kadife elbise almıştı annem bize. Bordo ince kadife üzerlerinde mavi çiçek işliydi.

Yakalarında ince fisto. Beyaz önlükleri vardı. Çokta severek giyerdik.


(Üst fotografta Annem)
Sonra elbiseler ufaldı. Ama taş gibiydi ne yırtık ne kadifesinde bir dökülme mum gibi derler ya. Annemde herzamanki gibi ufalmışlarımızı dayımın bizden küçük kızlarına vermişti.

Ama bir hafta sonra evlerine gittiğimizde Elbiseleri sobanın önünde gördük.

Kesip tahta bezi yapmışlar. Günlerce ağlamıştık. Bilmiyorum Yeşim'de hatırlarmı. Ondan sonra annem pek vermedi galiba. Komşunun çocuklarına verirdik daha çok zevk alırdık giydikleri gördüğümüz zaman.

O elbiselerle kaç çocuk büyürdü. Ama kıymet bilmeyenin eline geçince. Keşke saklasaymışız diye geçiririm içimden hep.



Teyzemde çok güzel kıyafetler taşırdı Almanyadan bize. Gelir gelmez acaba bize ne getirdi diye beklerdik. Nutella ve ayışeker garantiydi çünkü.


Birde hiiç unutamadığım bir okul anım var bunuda anlatmadan geçemeyeceğim.


Yeşim benden bir sene önce okula başladı doğal olarak. Ama ben onunla okula başladım gibi oldu. O ne yaparsa ben öğreniyordum zaten. Ben okula başladım. Ama herşeyi biliyorum. Sıkıntıdan devamlı dışarı çıkmak istiyorum. İzin isteyip tuvalete gidiyorum. Bir iki üç dört. Bu sefer gerçekten sıkıştım kulakları çınlasın benim için hayatımda yeri herzaman özel olan ilkokul öğretmenin Nezahat Erguvan kızarak hayır olmaz otur yerine dedi. Oturdum ama gerçekten sıkışmıştım. Salıverdim sınıfta. Ayyyy ne olacak şimdi. Üst sınıftan Yeşim'i çağırıp eve gönderdiler. Bunuda hiç unutmam.

O bıraksalar sabaha kadar yazarım ama çocukluğudan kalan önemli anlardan biridir bu anlattıklarım.

Teşekkürler Büşracım.

Bende aşkınay, leyya, embir, becerikliminikler'i mimliyorum.

Ve Anılarını anlatmak isteyen herkesi...