
Geçen gün
eylül bahçesinden çok güzel bir davet aldım. Davet edilmeseydim de katılmak isterdim ama etkinliğin özellikle duyurulması çok daha mutlu etti beni.
Seragun öncülüğünde eylülbahçesinin evsahipliğinde gerçekleşen bu etkinlik diğer etkinliklerde olduğu gibi heyecanlandırdı beni. Ne yapıyım diye düşünce sardı beni. Zira birçok güzelliklerin ortaya çıkacağını biliyordum ama ben ne yapacaktım.
Bir yandan doktora gidip geliyorum bu arada geçen gün bahsettiğim başağrılarım için verdiğim kan ve idrar tahlillerinden birşey çıkmadı. Çekilen beyin tomografisi Allah'a binlerce şükür temiz çıkınca acaba göz bozukluğundan mı diye Göz doktorunada gittim. Doktor daha gözüme bakar bakmaz cin gibi bakıyorsun bişey yok dedi ama birkaç makinayla kontrolleri yaptı birşey çıkmadı istersen bir dinlendirici yazayım dedi ve yazdı. Kafam rahatladı bu arada gribimde baş ağrılarımda geçti. Ama kimle konuşsam aynı şikayetler ben galiba fazla evham yaptım ama bahaneyle iyice bir muayeneden geçtim.
Akşam işten geliyorum. Kömürlüğün ordan su sesi geliyor. Birkere su basmıştı bodrumu şimdi insan huylanıyor en ufacık birşeyden. Oradada bahçe sulamak için musluk var dedim biri açık bıraktı heralde kafamı uzattım aşağı kata ne su var ne bişey. Merak ettim bir kaç aşağıya indim borudan geliyor ses ama nasıl tazzikli su sesi sanki yukardan su boşa akıyor gibi bir ses. Tam çıkıcam kenarda pis rafları çıkmış bir vaziyette bu çekmeceli dolap. Üstü pembe boyalar bulaşmış vaziyette. Yukarı çıkarken tüm komşulara sordum kimse bilmiyor. Bir karşı komşuya sormadım, onlarda evde yoklardı.

Ertesi gün işyerinde ne yapayım diye düşünürken bodrumdaki dolap geldi aklıma. Akşam işten gelirken alıp çıktım dolabı yukarı, hemen banyoya küvetin içine. Bir güzel yıkadım. Cifledim. Boyaları da çıktı, Parladı, tertemiz oldu çekmeceli dolap. Evde bir kaç parça siyah folyo vardı. Daha önce işyerinde yanlış kesilen folyolar. Kenarlarından birşeyler kesip çıkartırım diye atmayıp eve getirmiştim. İyikide atmamışım. Daireler keserek yapıştırdım dolabın üzerine.

Hoş oldu ama Çok sade gibi geldi gözüme.

Ertesi günü kendi logomdaki kuşlardan kırmızı folyolar kestim boy boy.

Bodruma atılan dolap temizlendi, atılacak folyolar kullanıldı ve atık pastal parçalarım, ıvır zıvırımı toplayan bir dolap haline geldi.
Bir karşıki komşuya sormamıştım dedim ya geldiler 2 gün sonra. Dedim bodrumdaki dolap sizinmiydi, evet cevabını alınca kullanmıyorsanız ben alıyorum onu. Mutfakta erzak dolabıymış yeni dolablar yaptırınca atmışlar bodruma. Al anam al dedi komşumuz. Aldım bile dedim artık benim oldu. Hatta son halini gösterince pişman oldular al dediklerine :)))))
Ve hemen fotoğraflayıp eylül bahçesine gönderdim.
Bence sizde birşeyleri atmadan önce bir düşünün.
Sevgiler