8 Şubat 2009 Pazar

HAMAL


Eski zamanlardı. Yolların olmadığı zamanlar... Demek ki fakirdi bizim gibi çoğunluk, bu nedenle taşınacak yüklere talip olacak hamallar bulmak zor olmuyordu...

Yanımdaki hamalla yola çıktık. İhtiyardı. Kendinden büyük bir yük almıştı. Benim sırtımda ise birkaç bavul vardı sadece, onunkinin çeyreği...

Diyordum ki içimden "Çok gitmeden kıvrılırsa titreyen bacakları, yüklenirim sırtındaki yükün yarısını!.."

Nitekim çok geçmeden dedi ki: "Mola vakti. Gel biraz dinlenelim!...

"Ne molası, dedim ona hayretle. Ben daha terlemedim!.."

Sözüme aldırmadı. Durdu. Çöktü. Salarken yükünün ipini "Sen de dinlen hadi" dedi. Benim canım sıkılmıştı bu işe. Genç olduğumu, ondan kuvvetli olduğumu, bunun gibi bir bunakla yola çıkmamın ne büyük hata olduğunu düşünüyordum. O ihtiyar, bir bacağını azıcık uzatmış halde sessizce dinleniyorken, ben huzursuz bir şekilde ayakta dolanıyordum. Bir saat kadar sonra yine durdu, oturdu, dinlendi. Ben kızgınlıkla dolandım etrafında... "Yükünü indirip sen de dinlen", demesine aldırmadım, ona daha çok kızdım... Sonra yine durdu. Bana da "dinlenmemi" söyledi yine ama dinlenmedim. Yarım saat sonra "dinlenelim mi" diye sordu, aksi aksi başımı salladım... Kaçıncı molasıydı hatırlamıyorum, birden bire dizlerimin bağı çözüldü. Kafamın içinde uçuşan kara kara sinekler sustu, çöküp kaldım. Kayış kolumdan çıktı, sırtımdaki bavullar kaydı. Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim. Uyumuştum da uyandım mı, yoksa bayılmıştım da ayıldım mı anlamadım... Baktım kendi kocaman yükünün üzerine benim bavullarımı da bağlamıştı. Küçük tasına birazcık su koyup dudağıma dayadı, içtim.

Sonra koluma girerek;"Hadi kalk, dedi. Bana yaslan. Ağır ağır gider ve bir süre sonra gene dinleniriz." Dediğini yaptım.

Omzundan güç aldım, ama asıl anlattıkları iyi geldi bana. "Ben yılların hamalıyım, dedi. Nice pehlivan yapılı adamlar gördüm. Çoğu, dinlenmek istemediklerinden yükleriyle birlikte kendilerini de toprağa serdi sonunda... Yolda gördüğümüz saçılmış kuru kemiklerin çoğu, anlattığım bu insanlara ait... Halbuki bir yükü "taşımak" bizim işimiz, "altında ezilmek" değil!..

Unutma ki bir yük , taşıdıkça ağırlaşır. Dinlenerek sen yükünü hafifletiyorsun!

Belki günün birinde hamallığın şekli değişir. Belki o günleri ben göremem. Ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha, kafanın içinde de sakın yük taşıma...


Akşamları bırak ve hafifle...

Sabah dinlenmiş olarak yeniden tekrar taşırsın yükünü.

Bizim işimiz, bugünü yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil.

Çünkü yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler...

Yükünüzü hafifletip dinlenin bugün

İyi tatiller dileğiyle


7 yorum:

AskinAy dedi ki...

çok çok güzel bir paylasimdi gülüm tesekkürler,öpüyorum seni çok çok,sevgiler..(keyifli tatiller)

BONCUK HANIM dedi ki...

Hoş bir hikayeymiş. Güzel bir hayat dersi .

serrose dedi ki...

Cok guzelmis bayildim.Alinti mi senin mi canim?

GeCe dedi ki...

bu mesajın farklı versiyonlarını dinlemiştim bu da çok hoş

Cocukla Cocuk dedi ki...

ne guzel bir hikaye bu..yaşlı hamalin haline cok uzuldum önce zaten hiç kıyamam yaşlılara nneyseki sonu iyi bitti çok da güzel bir mesaj vererek teşekkürler yazın için..sevgiyle kal

eviminnuru dedi ki...

çok çok güzel biryazısevgilerimle...

öz dedi ki...

Çok keyifli bir hikayeydi, teşekkürler...Öz.