27 Mayıs 2009 Çarşamba

Çok Amaçlı Aksesuar

Şerit halinde parça kumaşım vardı. Biliyorsunuz kullandığım birçok kumaş atılacak olan pastal artıkları. Bu kumaşta onlardan biri. Onlarla birşeyler yapmaya parçaları değerlendirmek çok hoşuma gidiyor.

İlk başta teğelleyerek çiçek yaptım. Yaka iğnesi yapmaktı amacım.
Siyah astar kumaşım vardı altına fon yaparak iğnesini takarak yaka iğnemi tamamladım.

Sonra şerit halindaki parçayı makinada çekerek ütülerim.

Boynuma dolayıp fiyonk yaptım.
Sonra yaka iğnesini üzerine taktım böyle daha şık oldu.
Boynumdan söktüm başıma bağladım.
Sonrada çiçeği taktım.

İstediğiniz şekilde kullanabilirsiniz, bileğinize bağlayabilirsiniz.

Bir arkadaşımda aynısından istedi onada yapacağım. Siyah pantalonuna kemer yapacakmış. Seve seve yaparım dedim. Sizce başka nerelerde kullanılabilir fikri olan paylaşabilir.

Yaka iğnesinden elim sende etkinliğine katılan arkadaşlarımın bazılarına da yapıp göndermiştim. Umarım severek iyi günlerde kullanırlar

Sevgiler sizlere.

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Patchwork Yastık

Uzun zamandır hep yapmak istediğim birşeydi patchwork çalışmaları.
Yapılanlarıda hep hayranlıkla izliyordum. Becerebilirmiyim beceremezmiyim cesarette edemiyordum. Ama geçen akşam kumaşlarımı değerlendirmek için ne yapsam diye düşünürken denemeye karar verdim.
Bu patchwork makasınını da daha önce almıştım. Ama kullanmak kısmet olmamıştı.
Singer'in patchworkcülerin kullandığı bir makas.
Çeşit çeşit cetvelleri, kesim tahtalarıda mevcut.
Bu işi yapmayacağım diye almadım ve pişman oldum en kısa zamanda alacağım.
Çünkü cetvelleriyle ölçüyü ayarlamak daha kolay olacak heralde .
Kesimi kalın bir gazetenin üzerinde yaptım masamız çizilmesin diye.
E kesim tahtalarıda bunun için demekki.

İlk deneme ya hepsini aynı renk kumaşla yaptığımı kumaşları birleştirip kare ve üçgen parçalar belli olmayınca anladım. Geç oldu ama diktiğim kumaşıda atmaya kıyamadım.
Diyeceksiniz bunun neresi patchwork. Farklı desenlerde kumaşlar seçseymişim çok güzel olacaktı. Gerçi buda güzel oldu ama çok yakından parçalar belli oluyor.
Bende Arkasını farklı kumaştan yapmaya karar verdim.
Ön ve arka yüzü birleştirip diktim.
Dikmeden önce ön parçaya deri parçalarından yapraklar keserek makinada dikip
Çiçek şekli verdim. Ortasına bir siyah düğme.

Dalıda beyaz düğmelerden.

İşte yastığımın ön yüzü.

Buda arka yüzü.
Arkayıda düğmelerle birleştirdim.

İlk denemem için fena olmadı galiba.
Birdaha ki sefere başka başka renklerde kumaşlar kullanacağım bunu öğrendim. Şeklin ortaya çıkması için bu şart. Birde mum gibi bir ütü gösteriyor modeli. Öğrenmenin yaşı yok tavsiyelere, önerilere, bilgilere açığım ayrıca çokta sevinirim eleştirilerinizi yazarsanız.
İyi bir hafta diliyorum size
Sevgiler

22 Mayıs 2009 Cuma

KIRPIK

Evet Namı değer Kırpık Hanım.

Geçen haftasonu Yankı'lar bizdeydi. Dersler yapıldı 19 Mayısla ilgili özetler hazırlandı, matematik testleri çözüldü sıra dinlenmeye geldi ama bizim dinlenmemiz beraber birşeylerle uğraşmak. Geçen geldiklerinde yaptığımız Etkinlik Ödevi KUKİ'yi öğretmeni çok beğenmiş hatta ben iki tane yapmıştım bir tanesinide öğretmeni almış.

Bu sefer kapakları kumaşları, tuvalet kağıdı rulolarını döktük masanın üstüne. Ben ne yapabiliriz diye düşünürken Yankı çoktan tuvalet kağıdının rulosunu kumaşla kaplamaya başlamıştı bile. Neler yapacağını anlatıyordu. Şöyle yapalım böyle yapalım. Olmaz ama hadi kırmadık Yankı'yı devam ettik yapmaya.
Bir daire kesip içini silikonla doldurup başını oluşturduk.
Kumaşları şerit halinde kesip Yankı ördü o parçaları. Onlarda saçları oldu.
Bu aradada yavaş yavaş oluşmaya başladı kızımız.
Göz için düğmemi diksek falan derken masanın üzerindeki birsürü kapak ne güne duruyor diye düşünerek içlerine göz çizdim.
Fikrim oy birliğiyle kabul edildi. Yankı'nın isteği üzerine gögüsleride olsun istenildi. Birde beline önlük.
Biraz Tipitipe benzedi ama ismini Kırpık koyduk.
Şimdiki çocuklar bilmiyorlar galiba Tipitip'i.
Benim çocukluğumun sakızıydı. Bukadar çeşit yoktu eskiden.
Lezzetli tadının yanında güldüren, bazen düşündüren karikatürleri bir arada sunan başka bir sakız yoktu başka. Tipitipin maceraları. Daha sonra gazetece bir köşe olarakta karikatürleri vardı. Bilmiyorum şimdi varmı hala.
Evet kırpıkta bitti. Felaket bir sıcak vardı istanbul'da cumartesi pazar Annem dondurma servisine başlamıştı o arada. Valla iyide geldi.

Kaşıkla başladığımız dondurmalarımızı aklımıza sonradan gelen kağıt helvaların içine koyarak yedik. Tabi bu güzellik karşısında Yankı kendinden geçti.

KIRPI'ğa doğum günü pastası yaptık bunu . Dondurmalı pasta.
Hoş geldin aramıza KIRPIK.
Hayırlı Cumalar herkese, İyi Haftasonları diliyorum.Sevgiler

20 Mayıs 2009 Çarşamba

TOKYO'DAN Miho Sakato'dan Mektubum Geldi

Miho Sakato 'yu (SAKATO DESIGN) ile ilk defa Serrose'ni blogunda tanıştım. Sakato isteyen herkese kendi şirketine ait sticker yolluyor ve sizin yapmanız gereken o stickerlar ile fotoğraf çekmeniz ve ona iletmeniz. Bunun için kendisine yapmanız gereken kendisine mail atıp adınızı ve adresinizi vermeniz.
Çok ilginç geldi ve hemen yolladım adımı ve adresimi ve kendisi hemen mailime cevap vererek göndereceğini iletti. Büyük bir heyecanla bekliyordum. Ve nihayet elime ulaştı. Aynı anda anne kaz'a da ulaşmış sanıyorum. Broşürler, reklam kartpostalları da göndermiş Sakato.
Bende Hemen balkonumuzda asılı bayrağa yapıştırdım stickerı ve ilk fotomu öyle gönderdim.
Haydi bayanlar sizlerde kendisine mail atın. Türkiye'den değişik illerden Ülkemizin güzelliklerini bir yabancı sitede sergileyelim.
İlgilenenler için SAKATO DESIGN

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Annemin Dantel Anglez Örtüsü

Herkese güzel bir hafta diliyorum.
Geçen hafta çok yoğun bir çalışma temposu içindeydim. Doğru dürüst ne sizlerin bloglarına bakabildim nede kendi bloguma yorum yazanlara dönebildim. Bunun için kusuruma baklayın artık. Birde eylül doğumlular bu ay içinde elektronik aletlerde problemler yaşayabilir deniyordu pek bu tarz şeylere inanmasamda bilgisayarımdaki aksaklıklar üzerine yoğun iş tempomda iyice sinirlerimi bozdu. Telefonum kendi kendine kapanmaya başladı. Evdeki makina her ne kadar elektronik olmasada dikmemeye başladı. İnşallah bu aksilikler geçen haftada kalır ve bu hafta bizler için çok güzel geçer. Bu hafta sonu İstanbul tabiri caizze cayır cayır yandı. Bu ayda ben böyle sıcak görmedim. Cumartesi işten çıkıp eve gelirken terler sırtımdan süzüldü.
Montları şıkartıp heralde ceketleri giyemeden askılılarla dolaşacağız artık.
Sizlere daha önce annemin dantel anglez örtüsünden bahsetmiştim.
O örtüyü sonunda bitirdi hatta çok oldu bitireli ama hocaları çok beğenip okulun panosuna asınca son halini fotoğraflayamamıştım. Bir iki günlüğüne getirde çekeyim deyince haftasonu için getirdi annemde. Ve sizlerle bitmiş halini paylaşmak istedim.

Bu örtü annemin tamamen serbest çalışması.
Dantel anglez teknikleri dışına çıkıldı. Kimi Dantel anglezi elde birleştirerek yapsada annem makinada birleştirdi. Sonucun pek ümitli olacağını zannetmiyordum ama hoşuma gitti. Çok şık oldu serince.

Sizce nasıl olmuş ?

Sevgiler herkese


14 Mayıs 2009 Perşembe

Teyzeden Mektup, Engin Bebek 7 Aylık

Allah'ım zaman ne çabuk geçiyor.
Bir ay daha geçmiş inanamıyorum.
Bu ara işlerimde yoğun Engin'in annesi demezmi oğlumun mektubu nerede bekliyoruz diye.
Ayım 14 leri Engin'in günü oldu, Engin'in mektup günü.

Evet Engin bugün 7 aylık oldu. Çirkin böcüğüm benim.
Geçen ay yarı yaşını pastalarla İstanbul'da kutladık. Gerçi pasta ona süt oldu ama halinden çok memnundu ogün. Evlerine döndüler bizde bilgisayar başına. Kamera açık Engin'i göreceğiz diye yapışıyoruz ekrana. Bu arada Engin'i tutabilene aşk olsun. Kendini aştı döne döne istediği yere gidebiliyor artık. Onun için kameranın açısında yakalamak pek mümkün olmuyor. Artık annesinin kucağında durursa.

Ek gıdalara başlandı artık. Kuşum kahvaltı bile yapıyor. Meyva yiyor, yoğurt yiyor. Annesiyle kavga bile ediyor versin diye. Yatarkende ek mama. Anneler gününde pek keyfi yoktu, heralde diş çıkacak yine mızmızdı biraz ama şimdi gülücükler atıyor etrafa. Birde ne bulursa ağzına.

Fotograf ararken buldum aşağıdaki fotografıda. Çok gülüyorum bu fotografa.
Nedenine gelince annem çok güzel nakış işler ama örgü konusunda pek marifetli olduğunu söyleyemem. Haliyle banada pek geçmemiş. Öyle ağır şeyler öremem. Atlı, fular okadar.

Anneminde klasik modellerinden biridir bu yelek. Motif bilmediği için çizgili yapar bütün örgülerini. Yelekte evde çok kullanır. Sırtını sıcak tutuyor diye. Böyle aynı model çizgili 10 tane falan farklı renklerde yeleği var :)))))
Geçen sene kendine yaptığı yünden Engine de yaptı. Anneanne torun bir örnek oldular.
Tesadüf çekerken üzerlerindeymiş onun için çok gülüyorum.

Evet Engin bugün 7 aylıksın. Oyunlar, celer, gülücükler atarak büyüyorsun. Mamalarınıda bir şapurdatarak yiyorsun ki büyüyünce görüntüleri göreceksin zaten. Kaç kilosun tam bilmiyorum ama yanaklar, gıdıklar tombikti iyice doldu. Bu ay ilk anneler gününü biraz sıkıntılı geçirsende kutladın annenle. E teyze anne yarısıdır ya bundan dolayı blog arkadaşlarım benimde günümü kutladı. Birçok anneler günü gör Engin, sağlıkla büyü.
Annen öpsün yanaklarından benim için, ama benim gibi şapur şupur.

Teyzen


13 Mayıs 2009 Çarşamba

KEDİLER

Bu kedileri çok sevmiştim yapmak istiyordum zaten.

Parça Kumaşlarımda vardı kalıbına göre keserek diktim.
Makinada dikip içini silikonla doldurdum.



Yapılmış olan yüz çok farklıydı bende elde göz, burun ve ağız işledim.



Böyle daha sevimli oldular bence.

Bayan kedicik oldular kirpiklerde olunca.


E bayan olupta süsü eksik olmasın diye

Başlarına çiçeklerini koydum. Annem kahverengi olanı görünce şapka zannetti.

E oda şapkalı olsun ozaman.




İşte kokoş kedilerim.


Pasaja koyacağım bakalım kimin olacaklar.

Sevgiler herkese



12 Mayıs 2009 Salı

12_18 Mayıs Hemşireler Haftası


Tarihi çok eski olan hemşirelik mesleği; Eski Mısır, Hindistan, Yunanistan ve Roma’da ilk çağlarda bugünkü biçimde olmasa bile yapılmaktaydı.Dünyada modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale (Florans Naytingel) olup, ilk hemşirelik okulunu da 1962 yılında Londra’da açmıştır.Ülkemizde ilk olarak "Hilal-i Ahmer Cemiyeti" (Kızılay) 1911 yılında hemşirelik kursları açmıştır. Bu kursları bitiren hemşireler; 1912–1914 Balkan Savaşları ile 1914–1918 Birinci Dünya Savaşı’nda hasta ve yaralı askerlere bakmışlardır. Cumhuriyet sonrası ilk Hemşirelik Okulu İstanbul’da açıldı. Bunu 1939 yılında Ankara’da açılan Askeri Hemşirelik Okulu izledi.1943’te Verem Savaş Derneği, 1946’da Sağlık Bakanlığı İstanbul’da birer Hemşirelik Okulu açtılar. Daha sonra diğer illerde bu tip okullar açıldı. Bu okullar ortaokul düzeyinde üç yıl, lise düzeyinde dört yıl eğitim vermekteydi.
Günümüzde 4 yıllık Sağlık Kolejlerine dönüştürülmüşlerdir. Kolej ve lise mezunlarına eğitim veren 4 yıllık Yüksek Hemşirelik Okulları da halen faaliyettedir. Bu okullardan en ünlüsü İstanbul’daki Florance Nightingale Yüksek Hemşirelik Okulu’dur. Çeşitli üniversitelere bağlı hemşirelik okulları da vardır.12 Mayıs’ta hemşireliğin kurucusu Florance Nightingale doğduğu için, ona izafeten "Hemşirelik Haftası"nın başlangıç günü olmuştur.12–18 Mayıs tarihleri arasında başta hemşireliğin kurucusu Florance Nightingale (1820–1910)’in özverili, sevecen, gece ve gündüz hizmetleri saygıyla anlatılırken, hemşirelik mesleğinin de kutsallığını vurgulamak gerekir.Hemşirelik; insan sevgisiyle dolu, şefkatle, sabırla yapılan kutsal ve onurlu bir meslektir.Bu hafta değerlendirilirken, hemşirelik mesleğinin sorunları ortaya konur ve çözümler üretilir. Mesleğin önemine toplumun dikkati çekti.Nightingale, Kırım Savaşı sırasında İngiltere’den gelerek, Üsküdar’daki Selimiye Kışlası’nda hemşirelik yapmış ve büyük ün kazanmıştır. 1964 yılından itibaren ülkemizde de her 12 Mayıs Günü "Hemşireler Günü" olarak kutlanmaktadır.Sağlık, bireylerde, zorunlu, vazgeçilmez ve hayatın her döneminde aynı önemi koruyan temel ihtiyaçlardan biridir. Bu ihtiyaca cevap veren personel içinde en önemli meslek grubu ise hemşirelerdir. Hemşirelik, güç çalışma şartlarını gerektiren, özveri, sabır, hoşgörü kavramlarını içinde bulunduran zor bir meslektir.
Hemşirelik, diğer mesleklerde olduğu gibi, toplumsal ihtiyaçlardan doğan, insan hayatıyla yakında ilgili bir meslektir; ekip çalışmasını bilen, el becerisi olan, hızlı çalışan hünerli eller ister; temelinde sevgi, saygı yatar.
Hemşire din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin, birey, aile ve topluma sağlığını kazandırmak için çalışır. Bu nedenle, sevgiden, şefkatten, disiplin ve ciddiyetten uzak bir kişinin bu mesleği icra etmesi mümkün değildir; çünkü hemşire, sağlığı yerinde olmayan, yardıma muhtaç insanlara hizmet vermektedir. Bu yönü düşünüldüğünde, hemşirelerin, hem eğitim açısından hem de psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan desteklenmesi gereken bir meslek grubu olduğu ortaya çıkmaktadır.

Kaynak

TÜM HEMŞİRELERİMİZİN HAFTASI KUTLU OLSUN

11 Mayıs 2009 Pazartesi

KUMAŞ KELEBEKLER

Geçen akşam otururken aklıma geldi. Çok önce yine internette dolaşırken görmüştüm. Yapayım dedim.
İki farklı boy daireler keserek başladım kelebeklere.

İlk önce büyük, iki büçük sonra tekrar büyük daireyi ikiye katlayarak fotograftaki gibi teğelledim. Daha öncede bu şekilde çiçekler yapmıştım.

Sonra başlangıç ve bitim yerini birleştirerek dikiyorsunuz.

İşte kelebekler hazır.

Toka olarak, süslemelerde istediğiniz heryerde kullanabileceğiniz bu kelebekleri ben daha ne yapacağıma karar veremedim.
Duruyorlar bakalım şu anda ne olarak karşınıza gelecek ilerleyen günlerde.
İyi bir hatfa diliyorum hepinize
Sevgiler

10 Mayıs 2009 Pazar

ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN



Bu papatyalar Tüm Annelere

Başta annem olmak üzere tüm annelerin,
Anne yarısı teyzelerin anneler gününü kutluyorum.